9 Mayıs 2022 MEK Kararları

Karar 115
Aysu Emre İnal ve Alp Soydan’ın masumiyet karinesini ihlal eden gazeteler hakkında yaptıkları şikayetler görüşülmüş ve oybirliği ile şu karara varılmıştır. Konuyla ilgili olarak genel bir sorun tespit olduğundan genel bir açıklama ile tüm medya kuruluşlarının masumiyet karinesine özen göstermeleri yönünde tekrar uyarılması kararlaştırılmıştır.

Karar 116
Yukarıda belirtilen iki şikayetle ilgili olarak, ilkinin bir yılı aşkın bir süre önce meydana gelmiş ve zaman aşımına uğramış olması dolayısıyla, ikincisinin ise ayni haberin diğer bazı medya kuruluşlarında da rastlanmış olmasından dolayı genel bir uyarı uygun görülmüştür.

Karar 117
AB’nin etik koordinasyon kurulu olan AIPC’ye üye olmak talebi ile hazırlanmış olan başvuru dilekçesi onaylanmış ve dilekçenin ilgili kuruluşun koordinatörlerine gönderilmesi kararlaştırılmıştır.

Paylaş

3 Ekim 2023 – Medya Etik Kurulu Kararları

 Karar 126

Kurul üyelerinden Muazzez Seldağ’ın kurul üyeliğinden ayrılma talebi nedeniyle, kurulda yerine atanacak Gazeteciler Birliği üyesinin belirlenmesi için K.T Gazeteciler Birliği’nden atama talep edilmesi kararlaştırılmıştır.

Karar 127

Sosyal Sigorta reçetelerinde yolsuzluk iddialarına ilişkin haberlere yönelik 29 Eylül 2023 tarihinde yapılan basın açıklaması sonrasında sosyal medyada MEK’e yönelik yapılan eleştirilere MEK tarafından cevap verilmesine gerek olmadığı kararı oybirliğiyle alınmıştır.

Basın Açıklaması

18 Mart 2022

HABERLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ VİDEOLARINA KINAMA KARARI

Medya Etik Kurulu, 11 Mart 2022’de ülkemizde meydana gelen intihar girişimi ile ilgili bazı yayın organlarının haberi veriş biçiminin endişe verici olduğunun tespit edildiğini belirterek söz konusu internet gazetelerinin kınanması yönünde karar üretti.

MEK açıklamasında, intihar ve intihar girişimine ilişkin haberlerin özendirici nitelikte ve genişlikte yapılmaması gerektiğinin Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin 13. Maddesinde açıkça belirtildiği vurgulanarak, olayı başından sonuna sosyal medya hesabından canlı yayınlayan Gündem Kıbrıs Gazetesi ile söz konusu gazetenin yayınını kendi sitesinden aktaran ve bülteninde yer veren Kıbrıs Haber ve Gynık Gazetelerini oy çokluğuyla alınan karar uyarınca kınadı.

MEK GAZETECİLİK MESLEK İLKELERİ 13. MADDESİNE DİKKAT ÇEKTİ

İntihar ve intihar girişimine yönelik haberlerin toplumun ruh sağlığını tehlikeye atmayacak ve özendirici olmayacak şekilde sınırlı olarak kullanılmasının ve olaya ilişkin görsellerin yayınlanmamasına ilişkin Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin açık hükümler içerdiğini belirten Medya Etik Kurulu, izleyici artırmak amacıyla gazetecilerin bu tür eylemleri etik ilkeleri ihlal ederek yayınlamasının endişe verici olduğunu belirtti.

Gazetecilik Meslek İlkelerinin “İntihar olayları hakkında, haber çerçevesini aşan ve okuyucu veya izleyiciyi etki altında bırakacak, özendirici nitelikte ve genişlikte yayın yapılmamalıdır. Olayın ayrıntılarından ve uygulanan yöntemin tarifinden kaçınılmalı, olayı gösteren fotoğraf, resim veya film yayımlanmamalıdır.” şeklindeki 13. maddesine dikkat çekilen MEK açıklamasında, gerek basılı gerek elektronik gerekse internet medyasında görev alan gazetecilerin bu konuda hassasiyet göstermesi istendi.

ÜÇ İNTERNET GAZETESİ KINANDI

Medya Etik Kurulu açıklamasında, konuya ilişkin kınama kararının gerekçelerine detaylı bir şekilde yer verdi. Buna göre olayın gerçekleştiği 11 Mart 2022 tarihinde, Gündem Kıbrıs Gazetesi’nin olay yerinden intihar girişimini başından sonuna sosyal medya hesabından canlı yayınladığı, sonrasında ilgili videoyu haberleştirerek internet sitesinde yer verdiği belirtildi.

Öte yandan açıklamada, Gündem Kıbrıs Gazetesi’nin yayınının Kıbrıs Haber’in sosyal medya hesabından yayınladığı, Gıynık Gazetesi’nin ise yine intihar girişimine ilişkin videoya hem sosyal medya hesabında yer alan haber bülteninde hem de internet gazetesinde görsellerle birlikte yayınladığı ifade edildi. Açıklamada, bahsi geçen internet gazetelerinin Medya Etik Kurulu’nca kınanmasına karar verildiği ifade edildi.

Basın Açıklaması

14 Mart 2022

Eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak gerekir

KKTC Basketbol Federasyonu Başkanı Orhun Mevlit’in Medya Etik Kurulu’na (MEK) yaptığı şikâyette Okan Karademir moderatörlüğünde sunulan “Gıynık Spor” programında kendisi için “soytarı, pişkin, narsist, şikeci, yalancı, karaktersiz, bayağı bir kişilik” gibi sıfatların kullanıldığını belirtmiştir.

MEK üyelerinin izlediği iki saati aşkın programda şikâyet dilekçesinde belirtilen kelimelerin yer aldığı saptanmıştır. Üstelik bazılarının program boyunca tekrar edildiği gözlenmiştir.

“Yalancı” ve “şikeci” gibi sıfatların kullanılması, etik ilkelerinin 4. maddesine aykırıdır. Bu maddeye göre, “Basın yayın organları masumiyet karinesine saygılı olmalı, suçluluğu yargı kararıyla sabit olmadıkça herhangi bir kişiyi suçlu ilan edecek yayın yapmaktan kaçınmalıdır. Yargı süreci devam eden davalarda iddialar ve savunmalar adil ve dengeli biçimde aktarılmalıdır.” Mahkeme kararı olmadan bir kişiyi şikeci olmakla suçlamak, onu kamuoyu nezdinde suçlu ilan etmektir.

Eleştiri sınırlarını aşan yukarıda sözü edilen sıfatların kullanılması, etik ilkelerinin 21. maddesine aykırıdır. Bu madde ise şöyledir: “Gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır.”

Yukarıdaki verileri göz önünde tutan MEK, oybirliği ile “Gıynık” gazetesinin kınanmasına karar vermiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

MEDYA ETİK KURULU KAZA HABERLERİNDE UYULMASI GEREKLİ ETİK KURALLARA DİKKAT ÇEKTİ

10 Mart 2022                                                                              

Medya Etik Kurulu (MEK),  “Sarsıcı durumlarla ilgili üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazetecilerin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olunmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılmalı” şeklindeki meslek ilkesine dikkat çekti.

Kaza ve cinayet haberlerinde kan ve şiddet unsurları içeren fotoğraf ve görüntüler yayımlanmamasının esas olduğunu anımsatan MEK, hedef kitlelere erken ulaşma veya daha çok etki yaratmak amacıyla sunulan görüntülerin, kişi ve kitleler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti.

Medya Etik Kurulu gerçekleştirdiği olağan toplantısında yapılan şikayetleri değerlendirdi.

Yapılan şikayetlerde, özellikle internet üzerinden, trafik kazalarıyla ilgili canlı yayınlarda olay yerinin en ince ayrıntılarının yansıtıldığı, kaza mağdurlarının görüntülerinin aktarıldığı, aileler polis tarafından bilgilendirilmeden,  olay hakkında doğrulanmamış bilgiler sunulduğu, kaza konusunda önyargılı suçlamalarda bulunulduğu, yargısız infaz yapıldığı konuları üzerinde duruldu.

MEK bu konularda etik kuralların uygulanmasının önemine dikkat çekerek, masumiyet karinesine uyulmasının esas olduğunu vurguladı.

MEK açıklamasında, gazetecilerin asli görevlerinin gerçeğin peşine düşerek toplumu en doğru şekilde bilgilendirmek olduğu, ayrıca sansasyondan kaçınarak masum insanlara zarar verilmemesi gerektiği de anımsatıldı.

Medya Etik Kurulu

Basın Açıklaması

17 Eylül 2021

Nefret Dili

Medya Etik Kurulu, yaptığı son toplantısında KUİR-Kıbrıs Derneği’nin şikayetini değerlendirerek, Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (Kıb-Tes) Başkanı Himmet Turgut tarafından yapılan basın açıklamasının olduğu şekliyle haberleştirilip yayınlanmasını kınama kararı aldı.

Medya Etik Kurulu, LGBTİ bireyler ve LGBTİ bireylere destek verenlerin katılımıyla gerçekleştirilen ve her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde cinsel kimlik farklılıklarına ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında, Lefkoşa’da da izinli olarak gerçekleştirilen Onur Yürüyüşü’ne ilişkin eleştiri sınırını aşan, provokasyon ve nefret söylemi içeren basın bildirisinin hiç değiştirilmeden haberleştirilip, kullanıldığına dikkat çekti.

Söz konusu bildiride bazı cinsel kimliklerin Helenizm ve Siyonizm ile ilişkilendirilerek, “sapkınlar, genç dimağları zehirleyenler, hastalık yayanlar” gibi ifadelerin kullanıldığı basın bildirisinin Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin 15., 16. ve 21. maddelerine aykırı olduğunun altı çizildi.

Medya Etik Kurulu, Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin 15. maddesi kapsamında yer alan “gazeteci, şiddeti haklı gösteren, özendiren, kışkırtan, nefret ve düşmanlığı körükleyen nitelikte yayın yapmamalıdır” ilkesi, 16. maddesi kapsamında, “ırka, milliyete, etnik kökene, cinsel kimliğe, cinsel yönelime, dile, dine ve mezhebe yönelik ayrımcılığı teşvik edecek yayın yapmamalıdır” ilkesi ve 21. maddesi kapsamında yer alan, “gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır” ilkesine doğrudan aykırı yayın yapıldığına işaret etti.

Kurul ayrıca, özellikle devlet kurumlarının bu ilkelere uyulması konusuna özen göstermeleri ve haber dili konusunda hassas davranmaları gerektiğini vurguladı.

MEDYA ETİK KURULU MESLEK İLKELERİNE DİKKAT ÇEKTİ

16 Eylül 2021

Medya Etik Kurulu, gazetecilerin haberlerinde teyit edilmiş bilgileri yansıtmaları, masumiyet karinesine özen göstermeleri, hasta haklarına saygı göstermeleri, nefret söylemlerinden kaçınmaları yönündeki bazı meslek ilkelerine uymaları gerektiğine dikkat çekti.

Kıbrıs Tük Tabipleri Birliği’nin bir doktor hakkında herhangi bir suç duyurusu, şikayet veya soruşturma olmamasına karşın, açık isminin ve resminin yayımlanarak onurunun zedelendiği ve mesleki itibarının olumsuz yönde etkilendiği şeklindeki şikayetini değerlendiren MEK, haberlerde karşı tarafın görüşlerine yer verilmesinin önemine işaret etti.

Medya Etik Kurulu, gazetecilerin, habere konu olan kişileri aramaları, onlara haberdeki iddialara cevap verme fırsatı tanımaları, haberde sözü edilen bireyler, kurumlar ve yerler hakkında teyit edebildiği bilgiyi doğru ve ayrıntılı bir şekilde aktarmak konusunda dikkatli davranmaları gerektiğini kaydetti.

HASTALAR KAZALAR
Hastalar ve trafik kazalarıyla ilgili haberler konusundaki şikayetleri de değerlendiren Medya Etik Kurulu, hastanelerde görev yapan, bilgi ve görüntü almaya çalışan gazetecilerin, “yetkili kişinin ve hastanın (onun izin veremeyecek durumda olması durumunda yakınının veya çocuksa vasisinin ) izni olmaksızın, hastane ve benzeri kurumlarda hiçbir ses ve görüntü almaması, buna aykırı hareket edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Kaza ve cinayet haberlerinde kan ve şiddet unsurları içeren fotoğraf ve görüntüler yayımlanmamasının esas olduğu anımsatıldı.

“Sarsıcı durumlarla ilgili üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömüründen kaçınılmalı” şeklindeki meslek ilkesine de dikkat çekildi.

Gazetecilerin asli görevlerinin gerçeğin peşine düşerek toplumu en doğru şekilde bilgilendirmek olduğu, ancak sansasyondan kaçınarak zarar vermekten vermemeleri gerektiğine de vurgu yapıldı.

SOSYAL MEDYA

Medya Etik Kurulu, Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin internet siteleri için de geçerli olduğunu anımsattı.

Sosyal Medyada yayımlanan görüşlerle ilgili olarak da gazeteci kimliklerinin ve sorumluluklarının unutulmaması gerektiğini kaydeden Medya Etik Kurulu, kişilerin hedef gösterilmemesinin önemini vurguladı.

BASIN AÇIKLAMASI

2 Nisan 2021

MEDYA ETİK KURULU ÇOCUK İSTİSMARI HABERLERİ NEDENİYLE BAZI BASIN ORGANLARINI UYARDI

Medya Etik Kurulu, 25 Mart tarihli ve onu izleyen günlerde mahkemeye yansıyan çocuk istismarı ile ilgili bir konunun, internet mecrasında yayın yapan gazeteler başta olmak üzere bazı yayın organları tarafından Gazetecilik Meslek İlkeleri göz önünde tutulmadan haberleştirilerek yayınlanması nedeniyle bazı yayın kuruluşlarını uyarma ihtiyacını duydu.

Medya Etik Kurulu açıklamasında, söz konusu istismar haberinin bazı basın yayın organları tarafından özellikle Gazetecilik Meslek İlkelerinin 7. Maddesi olan “Cinsel dokunulmazlığa, kadın ve çocuk istismarına ilişkin suçlarda, mağdurun açık ismi ve fotoğrafları yayımlanmamalı; kimliğini ortaya çıkaracak yayınlardan kaçınılmalıdır” ilkesini açıkça ihlal ettiği vurgulandı. Kurul açıklamasında, olaya konu genç kızın açık ismi verilmemekle birlikte, isminin baş harfleri, yaşadığı bölge ve akraba profili yansıtılarak kimliğini ortaya çıkaracak türden haberler yapıldığına dikkat çekildi.

Konuya ilişkin haberlerde kullanılan dilin hassasiyetten uzak olduğu, eyleme ilişkin detay içerdiği de kaydedilen Kurul açıklamasında, istismar, tecavüz ve intihar haberlerinin yayınlanmasında hassas davranılmasının önemine dikkat çekilerek, bunun meslek etiğinin bir gereği olduğu vurgulandı.

Öte yandan, söz konusu çocuk istismarına ilişkin bu haberin, birçok yayın kuruluşu tarafından kaynak belirtilmeksizin doğrudan veya geliştirilerek kopya edildiğinin de altı çizilen haberde Gazetecilik Meslek İlkelerinin “Gazeteci, haber ajanslarından veya başka medya kuruluşlarından alarak doğrudan kullandığı veya geliştirdiği haberlerde kaynak belirtmelidir” şeklindeki 17. maddesinin de ihlal edildiği kaydedildi.

Medya Etik Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Kurul üyelerinin tespiti neticesinde yapılan taramada ilgili konuda Gazetda, Yeni Bakış, Gündem Kıbrıs, Gıynık, Diyalog gazetelerinin haberi ele alış biçiminin gazetecilik meslek ilkelerini ihlal ettiğinin saptandığı bu nedenle söz konusu gazetelerin uyarılmasına karar verildiği belirtildi. İnternet mecrasında yayın yapan gazete sayısının gün geçtikçe arttığı ifade edilen açıklamada, gerek hızlı haber yapmak, gerekse okur oranını artırmak amacıyla meslek ilkelerini göz ardı eder nitelikte haberlerden kaçınılması yönünde MEK basın yayın organlarına bir kez daha çağrıda bulundu.

MEDYA ETİK KURULU

MEDYA ETİK KURULU KIBRIS TV’Yİ KINADI

27 Şubat 2021

Medya Etik Kurulu (MEK), 23 Şubat 2021 tarihinde Kıbrıs Medya Grubu’na bağlı Kıbrıs TV’de yayınlanan Haluk Yerli ile Sabah Sabah Programı’na katılan yayın kuruluşunun yöneticisi Nur Nadir tarafından çeşitli basın kuruluşlarını ve gazetecileri hedef alan, suçlayıcı ve hakaret içeren yorumların Gazetecilik Meslek İlkeleri’ne aykırı olması nedeniyle Kıbrıs TV’nin kınanmasına karar verdi.

MEK tarafından yapılan açıklamada, söz konusu canlı yayında Kıbrıs Medya Grubu Kurucu Başkan Yardımcısı Nur Nadir’in basın etiğiyle bağdaşmayan bir şekilde bazı yayın organlarını ve gazetecileri yaftalayarak Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin “Gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır” şeklindeki 21. maddesini ihlal ettiği belirtildi.

Öte yandan, aynı yayında bir gazetecinin açık adı verilmek suretiyle kişisel bilgilerinin paylaşılması ve şahsa yönelik hakaret içeren sözler sarf edilmesinin yine gazetecilik meslek ilkelerinin 21. maddesi yanı sıra “Özel yaşamın gizliliği esastır. Üstün bir kamu yararı olmadıkça veya kişinin rızası alınmadıkça özel yaşamın gizliliğini ihlal eden habercilik yapılmamalıdır” şeklindeki 22. maddesinin ihlal edildiği saptandı.

Medya Etik Kurulu tarafından yapılan açıklamada, kamuyu bilgilendirmek, gerçekleri nesnel bir biçimde aktarmakla yükümlü yayın kuruluşlarının, medya patronlarınca kişisel amaçlarla hedefinden saptırılması, söz konusu eyleme gazetecilerin alet edilmesi ve diğer basın emekçilerinin hedef gösterilmesi nedeniyle duyulan rahatsızlığa da vurgu yapıldı.

MEDYA ETİK KURULU BASIN AÇIKLAMASI

16 Şubat 2021

Nefret Dili

Medyamızda şiddete teşvik ve nefret dili giderek daha yoğun bir oranda kullanılmaya başladı. Özellikle firar eden Aleksander Satlaev’in yakalanmasından sonra bazı medya mecralarında kullanılan dilin birçok kişinin Medya Etik Kurulu’na (MEK) şikâyette bulunmasına yol açmıştır.

Bunu göz önünde tutan MEK, bu konuyla ilgili gazetecilik meslek etik kurallarını tüm meslektaşlarımıza anımsatmak gereğini duymuştur:
Gazetecilerin asli görevleri, gerçeğin peşine düşerek toplumu en doğru şekilde bilgilendirmek, sansasyondan kaçınarak kişilere zarar vermekten kaçınmaktır.
Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamayı prensip edinmelidir.

Yayımlanan haber, görüş ve yorumlarda, bir insanın davranışının veya işlediği suçun, haber konusu olayla doğrudan ilgili olmadıkça, onun ırkından, milliyetinden, dinî veya mezhepsel inancından, cinsiyetinden, cinsel kimliğinden, cinsel yöneliminden, yaşından, engelinden veya başka bir özelliğinden kaynaklandığını ima eden vurgulardan kaçınılmalıdır.

Şiddeti haklı gösteren, özendiren ve kışkırtan, nefret ve düşmanlığı körükleyen nitelikte yayın yapılmaktan kaçınılmalıdır.

Irka, milliyete, etnik kökene, cinsel kimliğe, cinsel yönelime, dile, dine ve mezhebe yönelik ayrımcılığı teşvik edecek yayın yapılmamalıdır.
Gazeteci, elde ettiği bilgileri doğrulatmak için çaba gösterdiğini okura anlatmalıdır.

Gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır.

Özel yaşamın gizliliği esastır. Üstün bir kamu yararı olmadıkça veya kişinin rızası alınmadıkça özel yaşamın gizliliğini ihlâl eden habercilik yapılmamalıdır.
Gazeteci kimliğini taşıyan herkes, gazeteciliğin evrensel ilkelerine uymaya özen göstermelidir.

Demokrasilerde 4. Güç olarak adlandırılan medya en güçlü kültürel iletkenlerdendir. Birincil görevi, kamu yararına dönük, gerçeği ortaya çıkaracak habercilik yapmak olan medyanın zaman zaman bu asli görevinden uzaklaştığı gözlenmektedir. Siyasi erk, sermaye ve başka etkenlerden dolayı, kendi benimsediği, inandığı, kabullendiği veya kabul edilmek durumunda bırakıldığı, karşısında olanları “öteki” olarak gördüğü unsurlara karşı çok tehlikeli bir silah olabilmektedir. Öylesine tehlikeli olur ki toplumsal barışı bozar; insan haklarının ve demokratik yaşam ilkelerinin çiğnenmesine yol açabilir.

Bu yüzden medyanın, medya mensuplarının meslek ilkeleri çerçevesinde hareket etmeleri, evrensel etik ilkelere uygun, sorumluluk bilinciyle ve dikkatli davranmaları kaçınılmazdır.

Medya sorumsuz ve dikkatsiz davranırsa, kişilerin, toplumların, ulusların birbirlerine karşı nefret duygularının ve ırkçılığın üretilmesinin ana kaynağı olur. Bu duyguları besler, artırır ve güçlendirir. Medyanın sorumsuz davranışının bir başka sonucu da “ötekilere” karşı, etik olmayan, hedef göstermeye yönelik üretimler nedeniyle ortaya konulan tutumu meşrulaştırmaktır.

Günümüzde artık “Yeni Medya” denilen, uçsuz bucaksız bir mecra vardır. Bu mecra, çok hızlı, çok etkili, anında karşılık veren, anında hedefe yönelen denetimsiz bir alandır. Bu durumda, “Irkçılık ve nefret” söyleminin yarattığı tehlikenin boyutları kat kat arttı. Nefret söylemi günümüzde en çok bu alanda üretilmekte, çok daha hızlı ve etkin şekilde kitlelere iletilmekte, anında etki tepki yaratmaktadır. Böylece hedef alınan kişi ve toplumların yaşamında yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir.

Saygıyı, hoşgörü kültürünü zedeleyen “nefret söylemi”, çeşitli bakış açılarının adil şekilde değerlendirilmesini engeller. Çeşitliliğin güzelliklerini göz ardı eder.
Temelinde, önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu, yabancı düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, homofobi yatan “nefret söylemi’nin yarattığı olumsuzluklar temel insan haklarının çiğnenmesine kadar uzanmaktadır. Kendisinden farklı olana, “ötekine” karşı olan tahammülsüzlüğün giderek arttığı toplumlarda yaşam haklarına müdahale edilecek noktaya ulaşılabilinir.

İnsanlar bir gruba aidiyetleri, hastalıkları, renkleri dolayısıyla küçük düşürülebilir, hedef gösterilebilir, önyargıların kurbanı olabilirler.
Medya, ırkçı nefret söylemiyle zaman zaman “ötekine” karşı eylemleri kışkırtır.
Birincil görevi kamu yararına dönük, gerçeği ortaya çıkarmak olan medya mensuplarının zaman zaman bu ilkeden uzaklaştıkları görülmektedir. Ötekileştirme, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, doğrudan doğruya insan haklarıyla ilgili ihlaller, nefret söylemleri, hedef gösterme medyada tehlikeli bir silah haline dönüşebilmektedir.

Nitekim Aleksander Satlaev olayında bilerek veya bilmeyerek bu türden hatalar işlenmiş ve adeta şiddet teşvik edilmiştir. Gazeteciler kendilerini savcı ve yargıç yerine koyup birtakım hükümler vermişlerdir. Olaylara ayna olacaklarına olaylara müdahil olmuşlardır.
MEK olarak tüm meslektaşlarımızı bu türden davranışlardan tenzih etmek arzusundayız.