Lefkoşa-Güzelyurt anayolunda meydana gelen ve üç kişinin ölümüne, beş kişinin yaralanmasına yol açan feci kazadan sonra tüm ülkede infial ve yas havası oluştu. Bu tür durumlarda medyanın üzerine düşen görev ve sorumluluklar daha da artmakta, gazetecilik ilkelerine özen göstermek her zamankinden daha önemli hale gelmektedir. Çünkü böylesi zamanlarda hem kamuoyuna doğru bilgilerin ulaştırılması hem de kaza mağdurlarının yakınlarına daha fazla acılar yaşatılmaması kritik bir önem kazanmaktadır.

Kıbrıs Türk medyasının son olaydan sonra kamuoyunu aydınlatma ve benzer faciaların önüne geçme noktasında duyarlılık oluşturmaya yönelik yoğun bir çaba içine girdiği görülmektedir. Kurulumuz bu çabayı takdirle izlerken; bazı haberlerin “acelecilikle” yayına sürülmesini ise üzüntüyle karşılamıştır.

Kazadan bir gün sonra, bazı internet haber sitelerinde tedavisi halen sürmekte olan ağır yaralı kişinin hayatını kaybettiği bilgisi aktarılmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla bu hatalı bilgi ilkin, bir gazetenin mesaj bilgi servisi tarafından dolaşıma sürülmüş; arkasından bazı internet haber siteleri tarafından paylaşılmıştır.

Gazetecilikte bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmak ve bunu kamuoyuna hızlı bir şekilde aktarmak elbette önemlidir. Ama bundan daha önemli olan şey, aktarılan bilginin doğru olmasıdır.

Bu amaçla geliştirilmiş pek çok meslek kuralı vardır. Haberdeki bilgilerin, bu bilgilere vakıf kaynaklardan edinilmesi ve birkaç farklı kaynaktan doğrulatılması bu kurallar arasında yer almaktadır.

Yaralı bir kişinin vefat etmiş gibi gösterilmesi kamuoyunda haklı bir tepkiye neden olmuştur. Bunu dikkate alan kurulumuz, tüm medya kuruluşlarına, “doğru haber vermenin çabuk haber vermekten çok daha önemli olduğunu hatırlatma” kararı almıştır.

Kurulumuz bu vesileyle, ülkemiz medyasında giderek artmakta olan rekabetin, meslek kurallarını hiçe sayan bir aceleciliğe ve özensizliğe değil, bilakis haberlerin kalitesine yönelik bir yarışa dönüşmesini temenni etmektedir.