Medya Etik Kurulu Volt Kıbrıs Genel Sekreteri Hulusi Kilim’in yaptığı şikayet başvurusunu incelemiş ve yaptığı değerlendirme sonucunda birtakım tespitlerde bulunmuştur.
Bir süre önce tutuklanan ve halen tutuklu olarak yargılaması devam eden 5 Kıbrıslı Rum ve bu kişilerin avukatının tutuklanmasıyla ilgili, bazı yayın organlarında yer alan haberlerin içeriği, biçimi ve kullanılan dil, gazetecilik meslek ilkeleri ve kamusal sorumluluk ilkeleri çerçevesinde Medya Etik Kurulu tarafından, endişe verici olarak değerlendirilmiş ve kamuoyunu bilgilendirerek, meslek ilkelerini yeniden hatırlatma ihtiyacı duyulmuştur.
Gazetecilik mesleğinin temel ilkelerinden biri, yayımlanacak bilgilerin gerçekliğini çok kaynaklı biçimde araştırmak ve doğruluğunu teyit etmektir.
Zira zaman zaman resmi kaynaklardan verilen bilgilerin de teyide muhtaç olduğuna şahitlik ediyor, gazetecilik tecrübelerimizle deneyimlerimizden öğreniyoruz . O yüzden bütün evrensel medya etik ilkelerinde sadece tek bir kaynağa bağımlı kalmayıp, gazetecinin kendi bilgi teyidini farklı kaynaklar üzerinden de yapma sorumluluğu, en hayati etik ilkeler kapsamında değerlendirilir.
Medya Etik Kurulu, özellikle “casusluk” ifadesinin yargı sürecinin hiçbir aşamasında kullanılmadığı, Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı olarak, KKTC yasalarında böyle bir tanım yapılmadığı yönünde daha önce iki kez, kamuoyuna yazılı açıklamalarda bulunmuş; meslek ilkeleri çerçevesinde medya organlarını daha dikkatli olmaya ve hukuki temele ve/veya gerçekliğe dayanmayan içeriklere yer vermemeye davet etmişti. Ancak geçen süreye rağmen ilgili haberlerde herhangi bir düzeltmenin yapılmamış olması ve benzer hataların devam etmesi, etik sorumluluğun yerine getirilmediğini ve kamu görev bilincinin yeterince içselleştirilmediğini göstermektedir.
Bu gibi durumlarda resmi kaynaklarca bile dile getirilmiş olsa masumiyet karinesine aykırılık teşkil edebilecek iddiaları haberleştirilirken, terminolojik ve anlam içeriği olarak son derece dikkatli kullanılması sorumluluğu gazeteciler ve habercilere aittir.
Ayrıca özellikle altını çizmek isteriz ki, Medya profesyonellerinin, yapay zekâ araçlarıyla hazırlanan içeriklerde dahi editoryal denetim sorumluluğunu yerine getirmesi; bu tür içeriklerin anlam, etik ve doğruluk açısından yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Yapay zekânın bir üretim aracı olarak kullanılması, insan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, aksine çok daha hassas denetimlere tabi tutulmasını gerektirir. Aksi gazetecilik mesleğini denetimsiz olarak otomasyon programlarına teslim etmek anlamına gelir ki, bu mesleğimizin geleceği açısından da son derece tehditkar bir sonuç doğurur.
Medya Etik Kurulu olarak hızla gelişen teknolojinin sunduğu eşsiz imkanların bir avantaj olarak kullanılabilmesinin sorumlu araştırma ve denetimden geçtiğini hatırlatmak isteriz.
Özellikle manipülasyona açık, hassas zamanlarda, medyanın sorumluluğu daha da büyümektedir. Halkın doğru bilgiye ulaşımı toplumsal bir hak ve güvenlik meselesidir. Bu nedenle, bu gibi süreçlerde yayımlanan her haberin, doğruluk, kaynak şeffaflığı, toplumsal sorumluluk ve kamu yararı süzgeçlerinden geçirilmesi zorunludur. Gerçeklikten uzak, ispatlanmamış ve yargı süreçlerine dayanmayan iddiaların haberleştirilmesi, kamuoyunda infial yaratabilir; bireyleri, toplulukları töhmet altında bırakabilir ve toplumsal barışa zarar verebilir.
Bu çerçevede, bütün meslektaşlarımızı ve medya kurumlarını, bir kez daha hem gazetecilik meslek ilkelerine hem de toplumsal sorumluluk anlayışına uygun davranmaya davet ediyoruz.
Medya Etik Kurulu