BASIN BİLDİRİSİ

8 Ocak 2020

20 Aralık 2019 tarihinde Star Kıbrıs Gazetesi Genel Koordinatörü Cemile Yalçındağ adına kendi görüşlerini MEK’e belirtmelerini isteyen bir mektup yazılmış ancak buna herhangi bir yanıt alınmamıştır.

Bundan bağımsız olarak 2019 yılının Ekim ayının 11., 12., 13., 14., 15., 18., 19., 21., ve 22. Günlerinde Star Kıbrıs Gazetesi’nde “Afik Group, Dumica Construction Ltd” ile ilgili yayınlanan haberlerde kullanılan dilin normal haber dili olmadığı ve aşağılayıcı bir uslüple kaleme alındığı saptanmıştır.

Bu nedenle 7 Ocak 2020 tarihinde yapılan toplantıda Medya Etik Kurulu Star Kıbrıs Gazetesi’ni, kullanılan uslüp konusunda uyarma’ya oybirliğiyle karar vermiştir.

Medya Etik Kurulu Yönetim Kurulu

Paylaş

MEDYA ETİK KURULU BAZI MESLEK İLKELERİNE DİKKAT ÇEKTİ

9 Aralık 2019

Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamalıdır.

Yayımlanan haber, görüş ve yorumlarda, bir insanın davranışının veya işlediği suçun, haber konusu olayla doğrudan ilgili olmadıkça, onun ırkından, milliyetinden, dinî veya mezhepsel inancından, cinsiyetinden,  cinsel kimliğinden, cinsel yöneliminden, yaşından, engelinden veya başka bir özelliğinden kaynaklandığını ima eden vurgular yapılmamalıdır.

Şiddeti haklı gösteren, özendiren ve kışkırtan, nefret ve düşmanlığı körükleyen nitelikte yayın yapılmamalıdır.

Irka, milliyete, etnik kökene, cinsel kimliğe, cinsel yönelime, dile, dine ve mezhebe yönelik ayrımcılığı teşvik edecek yayın yapılmamalıdır.

Gazeteci, elde ettiği bilgileri doğrulatmak için çaba göstermelidir.

Gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır.

Özel yaşamın gizliliği esastır. Üstün bir kamu yararı olmadıkça veya kişinin rızası alınmadıkça özel yaşamın gizliliğini ihlâl eden habercilik yapılmamalıdır.

Gazeteci kimliğini taşıyan herkes, gazeteciliğin evrensel ilkelerine uymaya özen gösterir.

Sıralanan ilkeler  gazetecilerin mesleklerini yürütürken uymak zorunda olduklarından bazılarıdır.

Birincil görevi kamu yararına dönük, gerçeği ortaya çıkarmak olan medya mensuplarının zaman zaman bu ilkeden uzaklaştıkları görülmektedir.  Ötekileştirme, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, doğrudan doğruya insan haklarıyla ilgili ihlaller, nefret söylemleri, hedef gösterme medyada tehlikeli bir silah haline dönüşebilmektedir.Bottom of Form

Temelinde, önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu, yabancı düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, homofobi yatan “nefret söylemi”nin yarattığı olumsuzluklar temel insan haklarının çiğnenmesine kadar uzanmaktadır. Kendisinden farklı olana, “ötekine” karşı olan tahammülsüzlüğün giderek arttığı toplumlarlarda yaşam haklarına müdahale edilecek noktaya ulaşma ihtimali göz ardı edilmemelidir.

ŞİKAYET KONUSU-KINAMA

QUİR Derneği, Halkın Sesi Gazetesi’nde, 3 Aralık 2019 tarihinde “Aplıç Kapısı’nda görevli memurun cinsiyeti ne?” başlıklı haberi konusunda Medya Etik Kurulu’na şikayette bulundu.

Şikayette ilgili haberde verilen bilgilerin, bahsi geçen kişinin çalıştığı kurum, cinsiyet kimliği ifadesine dayalı bilgiler (vb),  temel insan haklarından olan “özel hayata saygı hakkını” ihlal ettiği, toplumsal cinsiyet normlarına dayalı  önyargıları beslediği, ayırımcı aşağılayıcı bir dil içerdiği görüşlerine yer verildi.

Konuyu inceleyen Medya Etik Kurulu, haberi yayımlayan Halkın Sesi Gazetesi’nin uyarılması kararını aldı.

Kurul, medya mensuplarının meslek ilkelerine uydukları sürece,  mesleğin saygınlığının ve güvenilirliğinin artacağına dikkat çekti.

BASIN AÇIKLAMASI

29 Mayıs 2019

28 Mayıs 2019 tarihinde yapılan Medya Etik Kurulu toplantısında üniversitelerden gelen temsilci üyelerimizin 3 yıllık dönemi Haziran ayında sona ereceği için onların yerine Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden Engin Aluç ve Girne Amerikan Üniversitesi’nden Özen Çatal seçilmişlerdir.

Yeni temsilciler Medya Etik Kurulu’nda 3 yıl süre ile görev yapacaklardır.

“Yeni MEK üyelerinin kısa özgeçmişi şöyle:” 

Engin Aluç

1980′de Ankara’da doğdu. 2004 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İletişim Fakültesi’nde İletişim ve  Medya Çalışmaları alanında yüksek lisans öğrenimini tamamlayan Engin Aluç, 2005-2012 yılları arasında Hürriyet Gazetesi’nde sayfa tasarımcısı olarak çalıştı. 2012 yılında doktora öğrenimi için Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne dönüş yapan Aluç, 2017 yılında doktora tezini tamamlayıp Dr. ünvanını alarak DAÜ İletişim Fakültesi’nde, Kültürel Çalışmalar, Yeni İletişim Paradigmaları ve İletişim Amaçlı Bilişim gibi çeşitli dersler vermeye başladı. Halen aynı fakültede ders vermeye devam eden Aluç, aynı zamanda fakülte bünyesinde faaliyet gösteren DAÜ Gündem Gazetesi’nde okur temsilci olarak çalışmaktadır ve DAÜ Barış İçin Araştırma ve İletişim Merkezi’nin yönetim kurulu üyesidir.

Özen Çatal

1978 yılı Lefkoşa doğumlu Özen Çatal, lise eğitimini Lefkoşa Türk Lisesi, lisans ve yüksek lisans eğitimini Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde tamamladı. Doktora eğitimini Lefke Avrupa Üniversitesi’nde tamamlayan Çatal, Kuzey Kıbrıs medya sektöründe çeşitli Radyo, TV ve Gazetelerde görevler almış, kamu ve özel sektörde basın danışmanlığı ile basın ve halkla ilişkiler müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Çatal, halihazırda Girne Amerikan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Medya Etik Kurulu

BASIN BİLDİRİSİ

17 Mayıs 2019

Bayrak Radyo Televizyonu’nun yaptığı şikâyette kurumun resmi haber sitesi www.brtk.net adresinde yayınlanan tüm haberlerin, fotografları ile birlikte https://www.evrenselgazete.com ve www.kibrisadahaber.com sitelerinde kullanıldığı dile getirildi.

Site yöneticilerinin konuyla ilgili görüşlerini almak mümkün olmadı çünkü sitelerin künyeleri bulunmamaktadır.

Medya Etik Kurulu’nun yaptığı incelemede BRTK’nın yaptığı şikâyette dile getirilen öğelerin doğru olduğu saptanmıştır. Bu nedenle her iki haber sitesinin kınanmasına karar verilmiştir.

Saygıyla kamu oyuna duyurulur.

Medya Etik Kurulu

MEDYA ETİK KURULU UYARDI

11 Nisan 2019

NEFRET SÖYLEMİNDEN KAÇINILMALI…DİKKATSİZCE KULLANILAN NEFRET SÖYLEMLERİ TEMEL İNSAN HAKLARINA MÜDAHALEYE YOL AÇABİLECEK SONUÇLAR YARATABİLİR

Medya Etik Kurulu, gazetecilerin haber ve yorumlarında nefret söylemlerinden kaçınmaları uyarısında bulundu.

Medya Etik Kurulu, temelinde önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu, yabancı düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, homofobi yatan “nefret söylemi”nin yarattığı olumsuzlukların, temel insan haklarının çiğnenmesine kadar uzanabileceğine işaret ederek kendisinden farklı olana, “ötekine” karşı olan tahammülsüzlüğün giderek arttığı toplumlarda yaşam haklarına müdahale edilecek noktaya ulaşılabilineceğini belirti.

Gazetecilik meslek ilkeleri arasında ırka, milliyete, etnik kökene, cinsel kimliğe, cinsel yönelime, dile, dine ve mezhebe yönelik ayrımcılığı teşvik edecek yayın yapılmaması ilkesinin de bulunduğuna dikkat çeken MEK, gazetecilerin bu kurala uymalarının meslek saygınlığının ve sorumluluğunun gereği olduğunu vurguladı.

Medya Etik Kurulu Nisan ayında gerçekleştirdiği olağan toplantısında iletilen şikayetleri değerlendirerek kararlar aldı.

Yeni Bakış Gazetesi’nde yayımlanan “Suçlu Göçü Ülkeyi Bitiriyor” başlıklı haber konusunda birkaç kaynaktan yapılan şikayetleri değerlendiren MEK, söz konusu haberde, önyargılı davranıldığı, ayırımcı ifadeler kullanıldığı, yabancı düşmanlığı yapıldığı yönündeki şikayetleri haklı buldu ve Yeni Bakış Gazetesi’nin uyarılması kararını aldı.

Her türlü görüşün yansıtılmasının basın özgürlüğünün bir gereği olduğuna dikkat çeken MEK, ancak söylem biçimlerinin ve vurgulamaların özensiz kullanımının başkalarının özgürlüklerine müdahale olabileceğine dikkat çekti.

Medya Etik Kurulu Yönetim Kurulu

MEDYADA IRKÇILIK VE NEFRET SÖYLEMİ

25 Mart 2019

Demokrasilerde 4. güç olarak adlandırılan medya, en güçlü kültürel iletkenledendir. Birincil görevi kamu yararına dönük, gerçeği ortaya çıkaracak habercilik yapmak olan medyanın  zaman zaman bu asli görevinden uzaklaştığı gözlenmektedir. Siyasi erk, sermaye ve başka etkenlerden dolayı, kendi benimsediği, inandığı, kabullendiği veya kabul edilmek durumunda bırakıldığı, karşısında olanları “öteki” olarak gördüğü unsurlara karşı çok tehlikeli bir silah olabilmektedir. Öylesine tehlikeli olur ki toplumsal barışı bozar, insan haklarını, demokratik yaşam ilkelerinin çiğnenmesine yol açar.

Bu yüzden medyanın, medya mensuplarının meslek ilkeleri çerçevesinde hareket etmeleri, evrensel etik ilkelere uygun, sorumluluk bilinciyle ve dikkatli davranmaları kaçınılmazdır.

Medya sorumsuz ve dikkatsiz davranırsa, ırkçılığın, kişilerin, toplumların, ulusların birbirlerine karşı nefret duygularınının üretilmesinin  ana kaynağı olur. Bu duyguları besler, büyütür güçlendirir ve yayar.  Medyanın sorumsuz davranışının bir başka sonucu da “ötekilere” karşı, etik olmayan, hedef göstermeye yönelik üretimler nedeniyle ortaya konulan tutumu meşrulaştırmasıdır.

Günümüzde artık “Yeni Medya” denilen, uçsuz bucaksız bir mecra vardır. Çok hızlı, çok etkili, anında karşılık veren, anında hedefe yönelen denetimsiz bir alan. Bu durumda, “Irkçılık ve nefret” söyleminin yarattığı tehlikenin boyutları kat kat arttı. Nefret söylemi günümüzde en çok bu alanda üretilmekte, çok daha hızlı ve etkin şekilde kitlelere iletilmekte, anında etki tepki yaratmaktadır. Böylece hedef alınan kişi ve toplumların yaşamında yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Saygıyı, hoşgörü kültürünü zedeleyen “nefret söylemi”, çeşitli bakış açılarının adil şekilde değerlendirilmesini engeller. Çeşitliliğin güzelliklerini gözardı eder.

Temelinde, önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu, yabancı düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, homofobi yatan “nefret söylemi”nin yarattığı olumsuzluklar temel insan haklarının çiğnenmesine kadar uzanabilir. Kendisinden farklı olana, “ötekine” karşı olan tahammülsüzlüğün giderek arttığı toplumlarlarda yaşam haklarına müdahale edilecek noktaya ulaşma olanağı barındırır.

İnsanlar bir gruba aidiyetleri, hastalıkları, renkleri dolayısıyla küçük düşürülebilir, hedef gösterilebilir, önyargıların kurbanı olabilirler.

Medya ırkçı nefret söylemiyle zaman zaman “ötekine” karşı eylemleri kışkırtır.

Nefret söylemleriyle, bir gün dünyanın bir ucundaki camideki inanalar topluca katledilir, bir gün bir sinagoga, başka bir gün kiliseye saldırı düzenlenir, bir başka gün masum kitlelerin üzerine kamyon dalar. Bir meydanda barış şenliği yapanların ortasında bombalar patlar. Bir başka alanda medya mensubu/mensupları hedef gösterilir,  “ötekiler” “ötekilere” saldırır. Kitleler karşı karşıya getirilir.

NEFRET SÖYLEMİ NEDİR?

Nefret Söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 1977 yılında kabul ettiği Tavsiye Kararında “Irkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, anti semitizmi ya da saldırgan milliyetçilik, etnik merkezcilik ve düşmanlık, ayırımcılık, azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli kişilere ve gruplara karşı, düşmanlık gibi hoşgörüsüzlüğe dayanan, diğer nefret biçimlerini yayan, destekleyen veya  teşvik eden her türlü ifade biçimi” olarak tanımlandı.

Nefret söylemleri, yöneldikleri kişi ve topluluklar açısından da gruplara ayrılır. Siyasal nefret söylemi, kadınlara yönelik nefret söylemi, yabancılara ve göçmenlere yönelik nefret söylemi, Cinsel kimlik temelli nefret söylemi, İnanç ve mezhep kökenli nefret söylemi, Engellilere ve çeşitli hastalıklara yönelik nefret söylemi gibi…

Ancak doğrudan kışileri de hedef alan nefret söylemleri de oldukça yoğun ve dikkat çekicidir. Özellikle bir sanık veya zanlıya yönelik nefret söylemleri “yargısız infaz” olarak nitelendirlebilir.

MEDYA ETİK KURULU’NA YAPILAN ŞİKAYETLER

“Nefret Söylemleri ve Irkçılık” konusunda Medya Etik Kurulu’na yapılan şikayetler, daha çok, özellikle “Yeni Medya”da kişileri hedef gösterici yayınlar, hastalıkları dolayısıyla küçük düşürücü başlıkların atılması, bir cinayet olayında masumiyet karinesinin çiğnenmesi, kişilere hakaret ederek hedef gösterilmeleri gibi konularda oldu.

Medya Etik Kurulu yaptığı değerlendirmelerde, haberle doğrudan ilgisi olmayan kişi veya kişiler hakkında sansasyonel haberler üretilmesi ve bu kişilerin hedef gösterilmesinin gazetecilik etiği ilkelerine aykırı olduğunu anımsattı.

Ayrıca, sarsıcı durumlarla ilgili “üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılması” yönündeki meslek ilkesine dikkat çekildi.

Gazetecilerin asli görevlerinin gerçeğin peşine düşerek toplumu en doğru şekilde bilginlendirmek olduğu, ancak sansasyondan kaçınarak başkalarına zarar vermemeleri  gerektiğine vurgu yapıldı.

Alınan kararlarla ilgili medya kuruluşları uyarıldı veya kınandı.

Basın Açıklaması

5 Mart 2019

Medya Etik Kurulu’nun 4 Mart günü yaptığı toplantıda, 27 Şubat 2019 tarihinde yapılan şikayet üzerine, HaberKıbrıs İnternet Gazetesi’nin 5 Nisan 2018 ve 27 Nisan 2018 tarihlerinde “Cebinizi para ile dolduracak bahis sitesi” başlığı ile “Betsat” kumar sitesini ve “Çok kısa sürede para kazandıran bahis sitesi” başlığı altında “Superbettinggiris.co” adlı bahis sitesini övme konusu değerlendirilmiş ve adı geçen gazetenin her iki yazıda da okurları kumara teşvik ettiği saptanmıştır.

Böyle bir tutumun 31/2009 sayılı Şans Oyunları Yasası ve Fasıl 154 Ceza Yasası hükümlerine göre “sanal ortamda herhangi bir şekilde kumar oynanması veya oynatılması yasaktır” kuralının çiğnendiği görüldü.

Yasa dışı olan bir işi, haber gibi gösterip onu övmek ve okurları kumara teşvik etmenin gazetecilik ilke ve etik kurallarıyla bağdaşır bir yanı olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle HaberKıbrıs İnternet Gazetesi’nin kınanmasına, oybirliğiyle karar verilmiştir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Medya Etik Kurulu

BASIN BİLDİRİSİ

27 Ağustos 2018

Gazetecilikte “kaynak hatası” bahane olarak ileri sürülemez

Medya Etik Kurulu’na (MEK) yapılan bir şikayette 24 Temmuz günkü Haber Kıbrıs’ta yer alan ve Kamil Kolcu tarafından yazılan haberde, KKTC Halter ve Vücut Geliştirme Federasyonu Başkanı Ali Dahlameroğlu’nun gerek mesleğini gerekse şahsiyetini rencide edici ve araştırma yapılmadan, yalana dayalı bir haber yayınladığı iddia edildi.

Hüseyin Ekmekçi (Haber Kıbrıs Yayın Yünetmeni),Bertuğ Topal (Haber Kıbrıs Yazı İşleri Müdürü) ve İrfan Gündüzler’e (haber Kıbrıs İnternet Yayınları Koordinatörü) konuyla ilgili görüşlerini MEK’e bildirmek için 8 Ağustos günü bir yazı yazılmıştır.

14 Ağustos günü Sn. Bertuğ Topal’dan gelen yanıtta şöyle deniyor:

“Öncelikle kurula yapılan şikayetin haklılığı noktasında Haber Kıbrıs olarak bir şüphemiz yok.

Yazarımız Kamil Kolcu’nun kaynakları tarafından kendisine bazı konularda yanlış bilgi aktarılması sonrasında ortaya çıkan haberin ardından hakkında iddialar bulunan kişiye haberin ardından söz hakkı verilmiştir.

Cevap hakkının sitemizde yayınlandığı haberin linkini aşağıda sizlere iletiyorum.

Öte yandan yazarımız Kamil Kolcu konu haber ile ilgili sosyal medyadan bir özür yazısı da yayınlamıştır. Onu da ek olarak sizlere mailde aktarıyorum.

Haber Kıbrıs olarak böyle bir olayın içerisinde kendimizi bulduğumuz için üzgünüz.”

MEK’e gönderilen özür yazısında şöyle deniyor: “ Halter ve Vücut Geliştirme Başkanı Ali Dahlameroğlu’nun Türkiye Vücut Geliştirme Merkez Hakem Kurulu görevinden alındığı haberini yaptım geçen hafta” Özür yazısında herhangi bir isim yoktur ama konuya giriş cümlesinden bu satırların Sn. Kâmil Kolcu tarafından kaleme alındığı anlaşılmaktadır.

Sn. Kolcu şöyle devam ediyor yazısına:

“Yanlış bir bilgi aldım.

Gazetecilikte kaynak hatası…

Birkaç yerden teyit ettim ve haberi yaptım.

Böyle şeyler olur bu meslekte.

Eğer yanlışsa özür dilemesini de biliriz biz.”

Aslında gazeteciliğin temel ilkelerine ve etik kurallarına özen gösterildiği zaman bu meslekte yani gazetecilikte başkalarına çamur atmak amacıyla haber yapılmaz ve yapılmamalıdır. Gazeteciliğin temel kurallarına uyulmuş olsaydı, ilk yapılması gereken işlerden biri “karşı tarafa” yani Ali Dahlameroğlu’na konuyla ilgili görüşlerini sormak olmalıydı. 

Ayrıca Sn. Kolcu, “Biz özür dilemesini de biliriz” diyor ama aslında özür dilemiyor. Özür dilemesini bilmek başka, özür dilemek daha başka.

Öte yandan Haber Kıbrıs’ın Yazı İşleri Müdürü Bertuğ Topal, haberin yanlı ve yanlış olduğunu kabul ediyor ve üzüntülerini belirtiyor.

Haberin yazarı Kâmil Kolcu bir meslek kazasına kurban giitiğini belirterek aslında etik kuralları çiğnediğini kabul etmediği sonucuna vardığımız nedeniyle Haber Kıbrıs’ın uyarılması uygun görülmüştür.

Kamu oyuna saygıyla duyurulur.

Medya Etik Kurulu

BASIN BİLDİRİSİ

8 Ağustos 2018

Medya Etik Kurulu’nun uyuşturucu ile ilgili haberler konusundaki açıklaması

Günümüzde, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uyuşturucu kullanımının yaygınlaşmış olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Her ne kadar gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum örgütleri uyuşturucuya karşı mücadele vermekte iseler de, uyuşturucu sorunu her geçen gün artmaktadır. Bu durum toplumumuzda özellikle geleceğimiz olan gençlerimizin yaşamı ve gelişimi için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Başta büyük kitlelere kolaylıkla ulaşabilmesi sebebi ile, medya kuruluşlarına uyuşturucu ile mücadelede ciddi ve kaçınılmaz bir sorumluluk düşmektedir. Buna rağmen, medya tarafından yapılan haberlerin – kasıtlı olsun veya olmasın – uyuşturucu kullanımını teşvik edici nitelikte olduğu gözlemlenmektedir. Keza, herhangi bir uyuşturucu suçundan ötürü tutuklanan veya halen yargılanmakta olan şahıs veya şahısların fotoğraf veya diğer görüntüleri medya kuruluşları tarafından yayınlanmakta, tutuklama veya yargılamaya sebebiyet veren uyuşturucu türleri ile miktarları belirtilmekte ve polis tarafından yürütülmekte olan uyuşturucu suçlarına ilişkin tahkikatlar çok ayrıntılı bir biçimde yayınlanmaktadır.

Özellikle işlendiği iddia edilen suça ilişkin uyuşturucu isim ve miktarını verecek kadar detaylı yapılan haberler toplumu ve özellikle gençlerimizi bu konuda meraklandırmakta, gerek internet gerekse başka yöntemlerle uyuşturucu türleri ile ilgili bilgi edinmeye ve kimi zaman da söz konusu uyuşturucu maddelerini denemeye özendirmektedir. Dolayısıyla, medyanın uyuşturucu ve uyuşturucu ile ilgili suçlar ile ilgili herhangi bir haber yaparken veya yayınlarken hassasiyet göstermesi ve halkı bilgilendirirken aşırı veya rahatsız edici detaylar vermekten kaçınması gerekmektedir.

Medya Etik Kurulu

MEDYA ETİK KURULU UYARDI

31 Temmuz 2018

“HABER HIRSIZLIĞI YAPMAYIN..HABERLERDE KAYNAK BELİRTİNİZ”

Medya Etik Kurulu (MEK), gazetecilerin, haber ajanslarından veya başka medya kuruluşlarından alarak, doğrudan kullandıkları veya geliştirdikleri haberlerde kaynak kullanmalarının meslek etik kurallarından olduğunu anımsatarak bunun aksine yapılan uygulamaların haber hırsızlığı anlamına geldiğini anımsattı.

Medya Etik Kurulu, gazetecilere yaptığı çağrıda, bilgi, üslup ve fikir hırsızlığı yapmamaları çağrısında bulundu.

Medya Etik Kurulu’na yapılan şikayetlerde, üretilen haberlerin başkalarınca kaynak verilmeden kullanıldığı belirtilmektedir.

Şikâyetleri değerlendiren MEK, İnternetle birlikte kaynak belirtilmeden kullanılan haberlerin daha da yaygınlaştığı, bu nedenle ne olduğunu anlamanın ve tanımlamanın, kaynak belirtmenin her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı.

Medya Etik Kurulu açıklamasında, “Haberlerde herhangi bir başka kaynaktan (internet, gazete, televizyon, radyo, kitap ya da dergi) alıntı yapılarak kullanılan özgün ifade, üslup ve fikirlerin kaynağı mutlaka belirtilmelidir. Kaynak gösterme ilkesi haber ajansı havuzlarından alınan haberler için de geçerlidir.

İnternet sitelerinden yapılan alıntılarda ise kısa bir bölümden sonra ilgili kaynağın linki sunulmalıdır.” ifadelerine yer verildi.

Medya Etik Kurulu, bilgi, üslup ve fikir hırsızlıklarının tanımlarına da dikkat çekerek, medya mensuplarının etik sınırlar dışına çıkmamalarını önerdi.

Bilgi hırsızlığı: Başka bir muhabirin elde ettiği bilgiyi ya da yaptığı haberi kaynak göstermeden kullanmaktır.

Üslup hırsızlığı: Bir muhabir, bir haberi yaratıcı ve alışılmadık bir tarzda yazar ve bir başka muhabir kendi haberinde bu haberden pasajlar kopyalarsa, üslup hırsızlığı yapmış olur.

Fikir hırsızlığı: Bir gazeteci, köşe yazarı veya haber analisti, yazısında veya haberinde bir meseleyle ilgili yeni bir fikir veya teori ortaya atar ve başka bir gazeteci bu fikri, kaynağına atıfta bulunmadan kopyalarsa fikir hırsızlığı yapmış olur.

 

Medya Etik Kurulu